Yeteri kadar yalın olmayan bir süreç dijitalleştirilmeli mi?
Kayıpları tanımlayıp azaltmadığımız sürece hiçbir teknoloji yatırımı tek başına rekabet gücümüzü artırmayacaktır.
Birbirlerinden farklı disiplinler olan Dijital Fabrika ve Yalın Üretim, farklı felsefe ve metotlar barındırsa da aynı hedefe koşar; Müşteri beklentilerini en kısa sürede, en yüksek kalite ve en düşük maliyet ile karşılamak. Yalın düşünceyi israfı azaltarak daha fazla değer yaratmak anlamında kullanıyor, israfların tespitini ve azaltılmasını amaçlayan araç ve tekniklerin toplamı olarak görüyoruz. Solanlarımız; “Karmaşık süreçleri dijitalleştirmeden önce yalınlaştırın, gerektiği kadar dijitalleşin”
Yalın Üretim, değer, değer akışı, sürekli akış, israflara odaklanmak gibi yaklaşımları ile kurumların iş yapış biçimlerinde küçük adımlar ile sürekli iyileşmeler öngörmektedir. Dijitalleşme ise pragmatik yaklaşım ile veriyi ön plana çıkartarak, anlık izleme, kestirim ve otonom karar süreçleri üzerine odaklanır. Bu iki disiplin birbirlerinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olmalıdır. İki disiplini birbirine bağlayan temel dinamik değişimdir. Yalın Üretim prensiplerini benimseyen organizasyonlar değişimin gereğine inanırlar. Dijital Dönüşümün temelinde de değişen iş dünyası ve müşteri taleplerine uyum vardır. Öte yandan “ölçemediğimizi iyileştiremeyiz” yaklaşımı da her iki disiplin için ortaktır. Sonuçların doğrulanması için performans metriklerinin takibi gereklidir. Üretim paydaşları, gündelik hayattaki mobil ve dijital teknoloji kullanımını metriklerin takibi içinde talep etmektedir. Değer akışının tanımlanması, Yalın Yaklaşımın ilk adımıdır. Benzer şekilde Dijital Dönüşüm faaliyetleri de yeni teknolojilerin ve iş dünyasındaki yeni alışkanlıkların değer zincirini değiştireceği öngörüsü üzerine kurulmuştur. Bu konudaki alt başlıklar; Bilginin bulut üzerinde paylaşımı, yatay/dikey entegrasyona verilen önem, tedarik ve satış süreçlerinin saas iş modelleri ile bağlanması, değer akış zincirinin tüm paydaşlar için anlık olarak dijital ortamdan paylaşımıdır.
Dijital Sistemlerin topladıkları veriler ile aldıkları aksiyonları firma kültürü haline getirme ve sürekli iyileştirme mekanizmalarını tetikleme konusunda zaafları vardır. Bu zaafı gidermenin en basit ilacı liderlik ve insan faktörü ’dür.
Üretim ve tedarik zinciri dahil olma üzere katma değer zincirindeki her aşamasının dijitalleşmesi, makina-insan-altyapı etkileşiminin sağlanması, akıllı üretim sistemleri, kararını kendi alan hücreler… şüphesiz radikal performans artışları sağlayacak yeni fırsatlar yaratacaktır. Ancak, bütünsel değer akışını göz önüne almayan, niçin dijitalleştiğimizi tanımlamadan kurulan sistemlerde başarısızlık riski yüksektir. Yalın dijital dönüşüm öncesi seçilecek temel iyileşme hedeflerine örnek olarak aşağıdaki başlıkları sıralayabiliriz.
Yalın dijital dönüşümü gerçekleştirmek yöntem önerimiz;
- Objektif bir mevcut dudum analizi yapmak
- Yalın yöntemler ile değer akışını oluşturmak veya gözden geçirmek
- Firma faaliyetlerine uygun teknoloji ve dijital dönüşüm fırsatlarını belirlemek
- Dijital dönüşüm katmanını değer zinciri ile eşleştirmek
- İsrafları belirlemek, dijital yatırımdan önce mümkün olanları elimine etmek
- Süreç gereği devam edecek israfları olabildiğince azaltıp dijital çözümlerle yönetmek
- Dijital çözüm altyapısı kurulduktan sonra sürekli iyileştirme döngüsü ile adım adım ilerlemek
- Yalın yöntemler ve dijital dönüşüm ile elde edilen sonuçların tanımlı kpi ile ölçülmesi ve finansal sonuçlarının değerlendirilmesi
Yeni teknolojiler ve dijital enstrümanları hakkında
Günümüzde ileri üretim teknolojileri ve yazılım algoritmaları ile kendi model dönüşümünü yapan, Proaktif aksiyon üreten, kendi kararlarını alabilen akıllı fabrikalar konuşulmaya başlandı. Bu yaklaşım esnek ve kesintisiz üretim akışı, daha az kaynak kullanımı, daha verimli bir üretim vaat etmektedir. Djital döngü tasarım ile başlayarak, planlama ve optimizasyon ile devam etmekte, sahadan toplanan veriler anlık olarak işlenip bilgiye çevrilmektedir. Makinalar bu bilgileri kullanarak operatörler ve diğer makinler ile haberleşmekte, kendi süreçlerini otonom olarak yönetmektedir.
Mekatronik sistem ve robotlar, matematik algoritmalar, optimizasyon ve analitik çözümler, plc ve yazılım araçları, bulut teknolojileri, büyük veri analizi, IoT gibi yeni teknolojilere örnek olarak verilebilir. Bu sistemler ile sırasıyla izleme, kontrol, Proaktif uyarı, optimizasyon ve otonom karar mekanizmalarını çalıştırır. Veri üretme ve uzaktan kontrol yeteneğine sahip fiziksel ürünler proaktivite ve kestirim imkanları sağlar. Veri toplama ve izleme gibi görünen bu faydanın yanında müşteriden toplanan veriler davranış modelleri ve talep tahmini için yepyeni fırsatlar sunmaktadır. Akıllı Ürünler, ait olduğu sisteme ait fiziksel parametreleri sensörler vasıtası ile anlık olarak algılayan, bağlanabilirlik yeteneği ile bulut üzerinden merkezi sistemlere ileten yapılardır. Araç lastik basınç takibi, servis ömür uyarıları, anlık pozisyon takip sensörleri, tıbbi klinik değerlerinin izlenmesi, akıllı sulama sensörleri . . . Uygulamalara örnek olarak gösterilebilir.
Siber fiziksel sistemler programlama, hesaplama, eşgüdümleme ve denetim gibi temel prensiplerin bütünleştirilmesi ile üretim süreçlerinin akıllı hale getirilmesini ifade etmektedir. Fiili üretime başlamadan önce dijital ortamda tasarım ve simülasyon imkanları sunarlar.
Uzun süredir hayatımızda olan klasik Robotlar verilen tekrarlı işleri yapmaya programlıdır, güvenlik bariyerleri ardında çalışırlar. Endüstri4.0 sonrası yeni nesil robotlar ise gerektiğinde insanlar ile çalışacak, aralarında haberleşecek, kendi kararlarını verecek hatta öğrenebileceklerdir.
Planlama sürecinin ilk adımı talebin doğru tahmin edilebilmesidir, ardından arz-talep dengesine göre kaynaklar planlanır. Akıllı algoritma ve yazılım araçları ile geçmiş veri analizi, gelecek hakkında kestirimler ve tedarik zincir optimizasyonu yapılır. Bu sayede temin ve sevkiyat sürelerinde kısalma, stok seviyelerinde azalma sağlanarak maliyet tasarrufu ve verimlilik artışı elde edilir. Ürünlerin dijital teknolojiler ile esnek yapıda ve verimli üretimi için daha geliştirmede aşamasında PLM programları ile tasarlanmakta, üretim süreçlerinde MES, PLC ve Scada yazılımları ile izlenmekte, son aşamada tüm sistemler birbirleri ve Erp sistemi ile entegre edilmektedir. PLM yazılımlarına ek olarak CAD/CAM ve Simülasyon yazılımları, dijital fabrika ikiz uygulamaları ve 3D printerlar ürün değişik hızını artırmakta, pazara çıkış süresini kısaltmaktadır. IoT ekipmanları ürün veya üretim süreci ile ilgili bilgileri sahadan toplayarak internet üzerinden birbirleri ile paylaşır, anlık kontrol sağlarlar. Sensör teknolojilerinin gelişip fiyatlarının ucuzlaması, veri transfer hızlarının artması bu teknolojilerinin yaygınlaşmasında rol oynamıştır.
Yatay-dikey entegrasyonlar akıllı fabrikalarda kullanılan sistemlerin birbirleri ile haberleşmelerini ve senkronizasyonu sağlanmaktadır.
Önemli bir sorun da üretim sistemlerinin birbiri ile haberleşmesi ve analiz için gerekli verilerin nerede saklanıp işleneceğidir. Bulut teknolojileri, big data ve analitik kavramları bu ihtiyacı karşılayan teknolojilerdir. Tüm paydaşların ortak bir platform kullanması ile hız ve verimlilik sağlamanın yanında Kobi ve altı segment için yüksek altyapı maliyetine katlanmadan hizmet tedarik fırsatı yakalanmış olur.
Tasarım, prototip hatta yarı mamul üretimi için ürünlerin pazara çıkışını hızlandırmak için kullanılan bir diğer teknoloji de 3 boyutlu yazıcılardır.
Mobil dünya ve sosyal medya özellikle gençlerimiz için vazgeçilmez bir yaşam biçimi olmuş, dijitalleşme ve beraberinde gelen yenilikçi teknolojiler hayatımıza girmiş durumdadır. Ancak önemli olan dijital teknolojileri kullanım sıklığı değil, bu teknolojilerden sağlanan sosyal ve ekonomik fayda ve değer olmalıdır.