Endüstri 4.0 bize maalesef tanımlı veya sihirli bir çözüm sunmuyor. Önümüze çıkacak engellerin başında, yüksek yatırım maliyeti, yatırımın geri dönüş belirsizliği, yetkin işgücü temini, mevcut altyapı kısıtları, entelektüel birikim ve vizyon eksikliği gelmektedir. Bu riskleri karşılamak için organizasyonların atacağı ilk adım dijital dönüşüm kültürünü oluşturmak ardından strateji ve yol haritalarımızı belirlemek ve gerekli kaynakları sağlamak olmalıdır.
Robotlar, Akıllı algoritmalar, Iot sensörleri, bulut teknolojileri, Simülasyon çözümleri, 3D yazıcılar… Endüstri 4.0 başlığı altında birçok bileşen ve disiplinden bahsedilmekle birlikte her firma bu enstrümanları kendi dinamik ve ihtiyaçlarına göre kullanır. Bu yeni dünyada tedarikçiden müşteriye uzanan değer akışı yeniden tanımlanmış, ürün satışının yanında servis ve hizmetlerin kiralanması gündeme gelmiştir.
Endüstri4.0 ile ilk üç sanayi devrimi gibi tabandan gelen bir hareket olarak değil, Almanya öncülüğünde tepeden indirilen bir yaklaşım olarak tanıştık. Barındırdığı fırsatlar ile karşımıza bir tercih değil endüstri standardı olarak sunuldu. Günümüzde teknolojinin üretim sahasında kullanımı yaygınlaşmış ve ulaşımı kolaylaşmıştır. Bir taraftan rekabet avantajı sağlamak ve potansiyel fırsatları kaçırmamak için bu akımı yakından takip etmeli diğer taraftan popülist yaklaşımlar ve beyaz hayaller ile iş modelimize uygun olmayan pahalı yatırımlardan kaçınmalıyız. İyi hazırlanmak, organizasyonumuzun stratejilerine uygun teknolojileri seçmek, kısıtlı kaynaklarını en uygun alanlarda kullanmak, gerektiği kadar dijitalleşmek zorundayız.
Firma stratejisine uygun olmayan, doğru yapılandırılmamış veya yalın olmayan süreçlerin dijitalleştirilmesi kaynak israfına neden olacak, bugünün çözümünü ararken yarının problemleri oluşacaktır. Dijital teknolojiler ile değer üretmek için fırsatlar doğru değerlendirilmeli, uygun yol haritası belirlenmeli, insan ön plana alınmalı, değer akışı gözden geçirilmeli ve gerekiyorsa süreçler iyileştirilmelidir.
Yapılan araştırmalar firmalarda yapılan dijital dönüşüm projelerinin üçte ikisinin tanımlanan başarı kriterlerini yakalayamadığını göstermektedir. Peki başarısızlığa neden olan faktörler nelerdir?
Bir üretim organizasyonunun dijital dönüşümü mevcut durumu ve gelecekte olmak istediği yere bağlıdır. Öncelikle firma strateji ve iş planlarına göre hangi ürünler ile hangi pazarlarda faaliyet göstereceği, iş hacminin ve sipariş çevriminin nasıl olacağı planlanmalı en azından öngörülmelidir. Hedefler ve rekabet koşullarına göre atılacak adımlar büyük veya muhafazakâr olabilir. Dönüşüm kağıtsız iş ortamlarından kritik proses parametrelerinin yönetilmesine, makine retrofit den esnek üretim hatlarının kurulmasına kadar uzanabilir. İhtiyaç tasarımdan, planlamaya, üretimden satış sonrası desteğe kadar sürecin tamamında ortaya çıkabilir. İşte bütünsel bir yaklaşım ile bu değer akışını tanımlayıp hedef, kayıp ve potansiyel çözüm alanlarını belirlemeden yapılacak yatırımların riski yüksektir.
Seçilen Dijital dönüşüm fırsatlarının ölçeklendirilmesi ve projelendirilmesi başarı ve başarısızlığa etki eden temel faktörlerdendir. Bu süreç de insansız karanlık fabrika, hastasız üretim, tek tuşla işlem gibi popülist söylem ve tedarikçilerin pazarlama baskılarından kaçınmak önemlidir. Videolardan izlediğimiz dev otomotiv üretim fabrikalarındaki robot hatları, havacılık sektörünün kullandığı tasarım sistemleri veya lojistik firmalarının kullandığı insansız taşıma araçları bize ilham verebilir ama çözümlerimizi kendi gerçeklerimize ve bütçemize göre seçmek zorundayız. Yeni teknoloji çözümleri alıştığımız ve deneyimlediğimizden farklı fırsat ve riskler içerecektir. Bu çözümleri projelendirirken iş senaryolarının malzeme ve bilgi akışları dikkate alınarak detaylı hazırlanması gerekir. Ana proje planı öncesi küçük agile pilot projeler ve kullanıcı deneyimleri önemlidir. Burada elde edilecek deneyimler ile daha gerçekçi proje süre ve bütçeleri öngörülebilir.
Hangi alanda olursa olsun teknoloji yatırımları belli seviyede IT/OT altyapısı gerektirir. Bu altyapı internet erişimi, wi-fi kapsama alanı, kasa standardizasyonu, takım yolu otomasyonu, bazen de iyi işleyen bir erp sistemi olabilir. Makine veri toplama ve haberleşme yetenekleri, plc ve robot programlama sistemleri, tasarım araçları bunların hepsi bir sonraki teknoloji adımının girdileri olabilir.
Algılanması zor olan önemli bir risk de dijital teknolojileri kullanacak, yorumlayacak ve çıktıları ile aksiyon alacak kullanıcıların bulunamamasıdır. Teknoloji çıktılarını müşterilere değer olarak ulaştırabilmek için mobil teknolojilere alışkın, kurumsal yazılımların gücüne inanan, açık görüşlü, veri ile çalışan dijital vatandaşlara ihtiyacımız var. Çalışan sirkülasyonun tek haneli aylara düştüğü günümüzde büyük kaynaklar ile yapılan teknoloji yatırımlarını kullanacak insan kaynağını planlamak, eğitmek, ve sürdürülebilirliğini saplamak kritik öneme sahiptir.
Dijital dönüşüm projelerinde başarısızlık sebebi olarak görülen temel konular